YARDIM NAFAKASI

  • By:Av. Gökhan ARICAN
  • 0 Comment

TMK’nın 364. maddeleri uyarınca “Herkes yardım etmediÄŸi takdirde yoksulluÄŸa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeÅŸlerine nafaka vermekle yükümlüdür. KardeÅŸlerin nafaka yükümlülükleri refah içinde bulunmalarına baÄŸlıdır.”

TMK’nın 366. maddesi uyarınca, korunmaya muhtaç kiÅŸilerin bakımı bununla yükümlü kurumlar tarafından saÄŸlanır. Bu kurumlar yaptıkları masrafları nafaka yükümlüsü hısımlarından isteyebilir. Yasanın bu hükmü de gözetildiÄŸinde, nafaka yükümlülüğünün yasanın emrettiÄŸi ve özellikle refah içerisinde olan altsoy (oÄŸul) için kaçınılmaz bir yükümlülük olduÄŸu görülmektedir.

Nafaka yükümlülüğünün ortadan kaldırılması ise TMK m. 365/3te düzenlenmiÅŸtir. Bu hükme göre, “nafakanın, yükümlülerin bir ya da birkaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa, hâkim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir.” O nedenle, kural olarak nafaka yükümlülüğünün kaldırılması için birden çok nafaka yükümlüsünden talep edilmesi ve yükümlülerden birinin nafaka yükümlülüğünü yerine getirmesi hafinde, diÄŸerinden talep edilmesinin hakkaniyete aykırı bulunması gerekir. Bunun dışında nafaka yükümlülüğünün ortadan kaldırılmasını düzenleyen herhangi bir hüküm yer almamaktadır.

Yardım nafakası, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı sosyal ödevdir ve kanun koyucu, kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiş, bu ödevin ortadan kaldırılmasını ise, TMK m. 365 ile sınırlamıştır.

Yardım nafakası, zarurete düşen hısımın yaşamını sürdürebilmesi için zorunlu yardım isteğidir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Yardım nafakasının koşulları objektiftir ve bu koşulların gerçekleşmesi halinde nafaka borcu doğmaktadır (H.V. Velidedeoğlu, Türk Medeni Hukuku, İst. 1963, s. 396).

Aileye karşı vazifelerini ağır surette ihmal edenlerin, nafaka isteyemeyeceği TMK m. 510 uyarınca, mirasçılıktan çıkarılma sebepleri varlığı halinde de nafaka yükümlülüğünün ortadan kalkması gerektiği öğretide (Mustafa Reşit Belgesay, Türk Kanun Medenisi Şerhi, İst. 1957, s. 298) kabul edilmektedir.

Uygulamada da aile bağlarının temelinden sarsılması halinde nafaka yükümlüğünün ortadan kalkacağı kabul edilmektedir.

Y.2.HD. 02.02.1995 gün ve 12296/1222 sayılı kararında, aile bağlarının temelinden sarsılması halinde, kurumun sağladığı hak ve mükellefiyetlerin de ortadan kalkmasının TMK m. 2 uyarınca dürüstlük kuralı gereği olduğunu ifade etmiştir (nafaka borçlusunu döven altsoy).

Buna karşılık, uygulamada altsoyun yardım nafakası yükümlüğüne daha fazla önem verilmiş, annenin nafaka yükümlüsü karşısında çocukluğunda görevlerini yapmaması, oğlunu küçük yaşta ona buna terk etmesi, oğlunu başkalarına bırakması, büyüyüp iş sahibi olana kadar onunla ilgilenmemesinin, ananın nafaka hakkını ıskat etmeyeceği kabul edilmiştir (Y.2.HD. 25.12.1947-7584-6786).

Örnek vermek gerekirse; davacı 70 yaÅŸlarında, nafaka yükümlüsü oÄŸul ise refah içerisindedir. Aile baÄŸları babanın kusuru ile zayıflamıştır. Ne var ki, MK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralı, bu koÅŸullarda davalı oÄŸlun nafaka yükümlüğünü ortadan kaldıran bir neden olarak kabul edilmemelidir. OÄŸlun yardıma muhtaç duruma gelmiÅŸ olan babasına karşı asgari yaÅŸama giderlerini karşılama borcu, dürüsttük kuralı gereÄŸi ortadan kaldırılamaz. Aksini gerektirir. Zira altsoyun (oÄŸlun) üstsoya (babaya) karşı yardım yükümlülüğü ile üstsoyun altsoya karşı olan yardım yükümlülüğünün ahlaki, geleneksel ve toplumsal nedenleri farklıdır. TMK m. 364 bu ÅŸekilde yorumlanmalıdır. Mahkemece yapılacak yargılamaya göre, davacı babanın yardıma muhtaç olduÄŸu, yoksul olduÄŸu (TMK m. 364) saptandığı takdirde, TMK m. 365 uyarınca “davacının geçinmesi için gerekli” yardım nafakasına hükmedîlmelidir.

Posted in: Aile Hukuku

Comments

No Responses to “YARDIM NAFAKASI”

No comments yet.

Bir Cevap Yazın